Türkiye akaryakıt sektörü, döviz kurundaki dalgalanmaların yol açtığı talep düşüşünün etkisile 2018 yılını satışlarda düşüş ile kapattı. Yoğun rekabetten ötürü karlılıkların düşmesi sektördeki oyuncuları geleceğe yönelik projeksiyonlarını gözden geçirmeye itiyor. Sektörün yüzde 100 yerli sermayeli oyuncularından Alpet de, çözümü büyümede arıyor. Alpet CEO’su Ali Murat Yeşilyurt’la sektördeki durum ve şirketin faaliyetleriyle hedefleri hakkında konuştuk.
2018 yılını nasıl tamamladınız?
Hedeflediğimiz bayi sayısı konusunda sıkıntı yaşamadık. 371 bayimiz vardı, yılı 400’ün üzerinde bayi ile kapatacağız demiştik. Bunu gerçekleştirdik. Sözleşmesi onay için bekleyen 10’u hariç toplam 400 bayinin üzerine çıktık.
Peki satışlarınız?
Hedeflediğimiz satışı gerçekleştirmede zorlandık. Maalesef yılın ikinci yarısından itibaren yaşanan kur artışları ve faizlerdeki olumsuzluklardan sonra insanların alım miktarı düştü. Bu bize de yansıdı.
Sektördeki yeriniz nedir?
Sektörü yerliler yabancılar diye ikiye ayırırsak, yerliler arasında beşinci sıradayız. Tüm oyuncular arasında ise listede 9’ncu sırada yer alıyoruz.
2019’da ne hedefliyorsunuz?
Satışlarımıza bakarsak, 2018’i 570 bin metreküplerde tamamladık. 2019’da satış miktarını yaklaşık 600 bin metreküp seviyesine ulaştırmayı hedefliyoruz.
Bayi sayısı artışı da bunda etkili olacak herhalde…
Elbette. Bayi sayısındaki artış hedefimiz de aynen devam ediyor. Biz her yıl en az 40-50 bayi ilave ediyoruz. Şu anda lisans bekleyen 10’u hariç 400 istasyonumuz var, 2019’da bu sayıyı 450’ye çıkarmaya çalışacağız.
Yeni bayi alırken kriteriniz ne?
Bir yandan yeni bayi alırken, istediğimiz verimi alamadıklarımızla yollarımızı ayırıyoruz. Örneğin 70 yeni bayi geliyorsa 20 gidiyor, net 50 kalıyor. Bu yıl süresi dolmuş 75 bayimizle de sözleşmelerimizi yenileyeceğiz. Çoğu 10 yılı aşkın süredir bizimle, aileden gördüğümüz için çok detaya girmeden imzaları atıp yolumuza devam ediyoruz.
Birleşme satın alma olur mu?
Sektörde birleşmelerin satın almaların yaşanacağını düşünüyorum. Hatta Alpet olarak biz de birleşme ya da satın alma imkanlarına bakıyoruz. Nasıl olur? Makul bir şirketle birleşip biraz daha üst sıralara tırmanmaya, giderleri optimize etmeye çalışacağız. Ya da yaklaşık 100 bayisi olan, ilk 20’de bulunan, uzun süredir de kurala kaideye uygun düzenli çalışmış şirket varsa onu devralıp o şekilde büyüyebiliriz. Özetle, satın alma ya da birleşme ile büyümek gibi bir hedefimiz var.
Niye büyümek istiyorsunuz?
Çünkü sektörde karlılıklar oldukça düştü ama sabit giderlerimiz artıyor. Ölçek ekonomisinin avantajını kullanabilelim istiyoruz. Yedi tesisimizde 140 adam çalışıyor ve mecburi yatırımlar devam ediyor. Oradaki sabit gider sürekli artıyor. Aynı giderle, daha fazla iş yapabilme imkanımız var. O yüzden büyümek birim başına maliyetlerimizi aşağıya çekecek.
Satın almak varsa satılmak da vardır. Niye satın alınmayasınız?
Bana kalırsa satılmayıp satın almalıyız. Çünkü know-how’ımız yüksek. Depolama kapasitesinde üçüncü sıradayız. Denizcilik yakıtlarında da üçüncüyüz. Air Alpet markası ile uçaklara da yakıt ikmal ediyoruz. Kıbrıs’ta THY ve Pegasus’un yakıtını sağlıyoruz. Arnavutluk’ta da varız. Faaliyetlerimiz Akdeniz ve Balkanlar’a yayılıyor. Zaten bizim bayi sayımız diğer ülkelerdekilerle birlikte 550. Bu kadar birikim varken ilk hedef satmak değil, satın alarak büyümek olur. 20 yıllık şirketi satmak çok erken olur. Bunun yerine birilerini satın alma, birleşmeyle hacim büyütme gibi bir strateji güdüyoruz. Tabii çok iyi teklifler gelirse hissedarlarımızın yaklaşımı ne olur, onu bilemem tabii.